Antalya`nın eski şehrini keşfedin

Antalya`nın eski şehrini keşfedin

18

Ağustos, 2024

Antalya`nın eski şehrini keşfedin

Kaleiçi, çoğu yıkılmış ve tahrip olmuş at nalı şeklindeki iç ve dış surlarla konumlanmıştır. Surlar Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin birleşik eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde yaklaşık 3000 kiremit çatılı ev bulunmaktadır. Evlerin mimarisi sadece Antalya'nın yapı tarihini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin en iyi yaşam biçimini, gelenek ve göreneklerini de yansıtıyor.
 
Bir labirenti andıran Kaleiçi semti gezip görmek için yapılmış.
 
Tertemiz restore edilmiş, beyaz badanalı, kırmızı çatılı Osmanlı konakları, günümüzde sayısız butik otele, hediyelik eşya dükkanına, sanat galerisine ve restorana ev sahipliği yapan Arnavut kaldırımlı sokaklarda sıralanmıştır.
 
Daha çok eski dünya havasını solumak için bir yer olsa da, bölgeyi keşfetmek isteyenler için pek çok küçük cazibe merkezi de vardır.
 
Ana meydanda bir kale kapısı ve taş kaplı saat kulesi bulunurken, 18. yüzyıldan kalma Tekeli Mehmet Paşa Camii karmaşık iç çinileriyle görülmeye değerdir.
 
Attalos'un yurdu anlamına gelen Antalya, II. Attalos tarafından kurulmuştur. Bergama Krallığı'nın sona ermesinden sonra (M.Ö. 133) bir süre bağımsız kalan kent, daha sonra korsanların eline geçmiştir. MÖ 77'de komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına katılmıştır. v. MS 67'de Pompey'in affının temeli buydu. Hadrian'ın MS 130'da şehrin bulunduğu Attaleia'yı ziyaretini bulduk. Bizans kültürü döneminde adı piskoposluk yeri sayılan Attaleia, Türklerin eline geçtikten sonra büyük bir gelişme yaşadı. Modern şehir eski bir çitin üzerine gizlendiği için Antalya'da çok az antik kalıntı var. İlk göze çarpan kalıntılar, Eski Liman olarak bilinen iskelenin bir kısmı ve liman duvarıdır. Surların otoparklarında restore edilen Hadrian Kapısı, Antalya'nın en güzel antik yerlerinden biridir.
 
Antalya'nın eski kenti, at nalı şeklindeki iki kalın duvarla korunmaktadır. Kale şeklindeki bu surlardan biri deniz koyunda, diğeri kara cephelidir. Bu surların yanı sıra çeşitli yerleşim yerlerini ayıran duvarlar da bulunmakta olup, dış surların üzerinde elliye yakın noktada bir kule bulunmaktadır. Bu surların yapılış tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Bu Helenistik surların temellerini Romalılar atmış, Selçuklular ise bu surları genişletip onarmışlardır.
 
19. yüzyıla kadar çok iyi korunmuş olan duvarların yapımında eski yazıtlı birçok taş blok kullanılmıştır. Kentte bugün sadece Hıdırlık Kulesi, Hadriyan Kapısı ve Saat Kulesi gibi sur kalıntılarına rastlanabilmektedir. Eski şehir ve denizin kapladığı surlar artık Kaleiçi olarak anılıyor. Antalya'nın geçtiği günlerde sokaklar ve binalar hala tabelalarla kaplı. Evlerin dekorasyonu sadece Antalya'nın yapı tarihini değil, bölgenin yaşam biçimini, örf ve adetlerini, yaşam alışkanlıklarını da en iyi şekilde yansıtmaktadır.
 
Surların içindeki dar sokaklar, limandan surlara uzanan sokaklardır. Yivli Minare, Keyhüsrev Medresesi, Karatay Medresesi, İskele Camii ve Tekeli Mahmut Paşa Camii sur içindeki en önemli tarihi eserlerden bazılarıdır. Yat limanına son bir bakış, eski şehrin gece gündüz nefesi, uluslararası ressamlara, şairlere ve yazarlara ilham kaynağı oldu.
 
Antalya Kaleiçi, batıda Kuzey Denizi, doğuda ana caddeler ve bu caddelere paralel uzanan surlarla çevrilidir ve bunların bir kısmı bugün hala mevcuttur. Bu net sınır eşikleri ile Kaleiçi, kent merkezinin katmanlı yapısından kurtulmuş ve geleneksel doku özgün bir şekilde korunarak günümüze kadar yaşatılmıştır.
 
Kaleiçi yerleşiminin dokusu, Cami Sokak ve Hıdırlık sokakları boyunca uzanan merkezi sur duvarı ile iki farklı şekilde oluşturulmuştur. Cumhuriyet Caddesi ile bu Sakaklar arasındaki alan topoğrafyaya ve surlara uygun olarak organik olarak gelişmiştir. Sokaklar arasındaki bloklar düzenli değil. Adalarda genişleme ve genişleme değişkenidir. Merkez surdan Karaalioğlu Parkı'na kadar uzanan ve dış surların Hıdırlık Kulesi ile son bulduğu alan kafes şeklinde yapılandırılmıştır. Yapı taşları çoğunlukla düzgün bir şekilde çizilmiştir. Her iki dokuda da evlerin cephelerinden biri bitişik, diğeri ise bahçeye açılıyor. Sokakların düzeni düzenli değil. Zemin kat kentsel planlama planlarını geride bırakıyor. Oymalar sadece evin kat planını zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda girift cepheler, sokaklar ve küçük meydanlar da oluşturuyor.